12 Şubat 2013 Salı

Tatil bitti ve okullar açılıyor ...

Öğrenciler 15 günlük aranın ardından yoğun bir çalışma döneminin içine girdi. Sürekli ders çalışan öğrencinin yerini etkili ve verimli çalışan öğrenciler aldı. Derse ne kadar çok çalıştığın değil, ne kadar etkili çalıştığın önem kazandı. Artık öğrenme sürecini iyi yönetebilen öğrencilerin daha başarılı oldukları ortaya çıkıyor. İlk dönem alınan karne başarı için belirleyici bir etken değil. Kötü karne alan ancak eksiklerini tamamlayan öğrenciler ikinci dönem verimli çalışmayla arkadaşlarının önüne geçebilir. İlk dönem başarılı olan öğrenci ise notlarına güvenerek gerileme yaşayabilir. Uzmanlar öğrenciye göre ders planı yapılmasının faydalı olacağını belirtiyor.

Yarıyıl tatili sona erdi, öğrenciler yeni bir döneme başlayacaklar. Özellikle veliler ve öğrenciler, birinci yarıyılda aldıkları karnelerdeki notlara ve genel öğrenci davranışlarına göre ikinci yarıyıl için bir planlama yapacaklar ve durumlarını gözden geçirecekler. Süreci daha iyi yönetenler daha başarılı olacaklar. İlk dönem başarılı olana öğrenciler başarılarını devam ettirme çabası içinde olacaklar, zayıf olanlar başarıyı yakalamak için gayret gösterecekler. Yıl sonun da herkes mutlu bir şekilde tatili girecekler.

Başarıda veya başarısızlıkta her öğrenciyi ayrı ayrı ele almak gerekir. Bir öğrenciyi diğeriyle kıyaslamak hem problemi çözmez hem de öğrencide yeni psikolojik sıkıntıların oluşmasına zemin hazırlar. Eğer öğrenci kendi evreninde, bir durumdan daha iyi bir duruma geliyorsa, daha üst basamağa tırmanıyorsa bu, bizim için ölçme ve değerlendirmede veri olabilir.

Öğrenci başarısında iki durum karşımıza çıkıyor ve bunları da yeterince önemsemek gerekir. Bu iki önemli nokta öğrencinin ders başarısı ve kültürel değerler karşısında sergilediği davranıştır. Veli olarak, bu iki durumun birlikte yükselmesi için bir çabamızın olması gerekir. Ahlaki ve toplumsal değerleri yozlaştırmadan yavrularımızın bunları davranış hâline getirmesi beklenir.

Annesine-babasına saygılı bir evladı bütün veliler canı gönülden arzu eder. Genel anlamda küçüklerini seven, büyüklerini sayan bir insan modeli inşa etmek gerekir. Saygı ve sevgi değerleri üzerinde büyüyen nesiller, canlılara kıyamaz, adaletli, hoşgörülü olur; vatanını, milletini sever; yaşadığı dünyada barışın hakim olması için çaba sarf eder; daha yaşanılası bir dünya kurmaya çalışır. İnsanlık, her zaman olduğu gibi bu değerlere günümüzde de muhtaçtır. Aslında veli olarak yavrularımızdan beklediğimiz hem değerlere saygılı hem de çalışkan olmalarıdır. Tembellik ve değerlerin yozlaşması, devletlerin yıkılmasındaki en önemli etkenlerdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder